Kazım Erdem Özsoy, 1935 yılında Kemaliye ilçesine bağlı Yuva (Gerüşla) köyünde doğmuştur.İlkokulu köyünde okudu; çocuk yaşta babasıyla köy köy dolaşıp ayakkabı tamiratı yaparak geçimini sağlamış.Ortaokul çağlarında, eğitim ve ekonomik sebeplerle İstanbul’daki dayısının yanına gitmiş; okul yerine erken yaşta iş hayatına atılmıştır.
Matbaacılıktan Gazeteciliğe Adım
İstanbul’da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra askerlik görevini tamamlayıp memleketine döndü.
Erzincan’a yerleşmiş; matbaacılığa başlamış. Bu dönemde başta Yeşil Eğin Gazetesi, Arapgir Postası gibi yerel gazetelerin baskı işlerini yapmıştır.
Daha sonra kendi işini kurarak Özsoy Matbaası’nı hayata geçirmiş; Erzincan’da sayılı matbaacıdan biri olmuştur.
Özsöz Gazetesi & Köşe Yazarlığı
1990 yılında kendi gazetesini kurma vizyonuyla yola çıkarak Özsöz Gazetesi’ni kurdu.
Gazete sahibi olmasının yanında köşe yazarı olarak da aktif kalmış; 1990–2011 döneminde yazdığı köşe yazılarını derleyerek 2011’de Sözün Özü adlı kitabında toplamıştır.
Kitapta, Erzincan’ın geçmiş 20 yılına dair toplumsal, siyasal ve kültürel gözlemler yer alıyor; Özsoy’un “memleket kaygısı, millet ve vatan sevgisi” temalarıyla yazdığı belirtiliyor.
Toplumsal Etki & Değer Atfı
Özsoy, Erzincan’da basın camiasının yetişmesine vesile olmuş; birçok gazeteciye örnek teşkil etmiştir. Cesur kalemi ve sosyal duyarlılığı ile tanınmıştır.
Aynı zamanda, memleket sevgisiyle bilinen Özsoy, yerel kültür ve tarih bilincinin korunmasına katkıda bulunmuş; örneğin Kemaliye Müzesi’ne eser bağışlarında bulunmuştur.
Ölümü & Anısı
28 Şubat 2018'de, kanser tedavisi gördüğü hastanede 83 yaşında hayatını kaybetti.
Cenazesi, Terzibaba Camii’nde kılınan namazın ardından Terzibaba Mezarlığı’na defnedildi.
Ardında, Erzincan basınına yaptığı katkılar ve gazeteciliğe adanmış yaşamı ile “Erzincan’ın duayeni”, “yaşayan tarih” gibi saygın sıfatlarla anıldı.
Özsoy’un Mirası
“Sözün Özü” adlı kitabı, sadece bir yazarın yazılarını toplamak değil; aynı zamanda Erzincan’ın tarihine, sorunlarına, dinamiklerine ışık tutan bir belge niteliği taşır.
Matbaacılıktan gazeteciliğe, yerel basının ayakta kalması için verdiği emek; cesur gazetecilik anlayışı ve topluma olan bağlılığı, onu sadece bir gazeteci değil bir toplumsal hafıza mirasçısı yapar.
